14 Mayıs 2008 Çarşamba

Şeyh Fethullah Hz. Hayatı

Babası; Abdurrahim.

Kendileri Sultan Şeyhmus'un nesebinden, ondanda Hz. Ömer'e (R.A) varırlar. Onun için aşiretlerine Ömeri derler.

Daha evvel Baykanda iken sonradan Verkanis'e gelip yerleşirler.

Önceleri Şeyh Muhammedi Fersafi'nin (K.S) Şeyhi Hazin yanında amel ederler. Sonradan da Seydaya gitmek istediklerinden gitmeden mürşitlerine danışırlar. Mürşitleri memnuniyetle kendisini Seyda'ya gönderir ve amelin Seydanın yanında tamamlanışı...

Şeyh Fethullah ilmi sahada o kadar güçlü idi ki, kendisini, zamanın en büyük alimi diye tanırlardı. Hatta Üstat Bediüzzaman Saidi Nürsi bile çok az da olsa kendilerinin yanında okurlar.

Kendilerinin üçüncü yerleşme yerleri Bitlis'tir. Orada bir medresesi vardı. İşi gücü talebe yetiştirmekti. Oğlu Alauddin'e devamlı tavsiyesi şu idi: "Sakın benden sonra talebe yetiştirmekten vazgeçmeyesin ve vefatımdan sonra da benim için sadaka veresin!".

Şer'i hükümlere bağlılığı fevkalade, hatta bir işin yerine getirilmesi için dinleyeceği hiç kimse olmamıştır.

Bir gün şeyh hazretleri namaz kılarken, mürşitleri Seydayi Taği önlerinden geçerler ki, o anda müthiş bir darbe ve Seyda yerde... Yere düşen Seydayi Taği kendisini kimin yere düşürdüğünü görmek İçin başlarını kaldırır bakarlar ki, namaz kılan Şeyh Fethullah'tır. 0 zaman gülerek derler ki; "Elhamdulillah, öyle bir imana sahip ki, kendisi İle Allah'ı (C.C) arasına mürşidi bile olsa kimsenin girmesini istemiyor."

Sünnete bağlılığında tüm Sadat misali... vefatlarına yakın hasta yatağında yerlerinden doğrulup misvaklarını getirmelerini isterler. Misvak getirilir. Ancak onu tutup ağızlarına götürecek halleri yok. Bunu da orada bulunanlar yaparlar. Misvak yalnız dişlerine sürülüp çıkanlınca Şeyh hazretleri hemen dillerini çıkarıp, "Dilime de sürün ki, sünnet tamamlansın." der. Ve ona da sürülür. Nihayet Şeyh tekrar uzanır...

Şeyh hazretleri Seydanın sağlığında irşat işiyle hiç uğraşmadı. Mürşidinin vefatından sonra da tam on üç yıl irşat etti. Vefatlarına yakın halifesi olan (aynı zamanda Seydayı Taği'nin oğlu) Hazrete bir mektup yazarken o zamana kadar başlamadığı bir başlıkla başlarlar o da şu:

"Yalnız kendisi Baki kalacak olan ve yine yalnız kendisinin mülkü devam edecek olan Allah'a (C.C) hamdolsun!" Bu ifadeyi gören hazret, mürşidinin vefatının yakın olduğunu anlar ve ağlarlar...

Şeyh Hazretleri vefatlarına yakın hamama gitmek isteyip derler ki: "Kendimi iyi bir temizleyeyim ki, huzuru ilahiye temiz çıkayım."


Kendilerinin bir çok telifatı vardı:

1- Adab

2- Küfr-u Ke-bair (Küfür ve büyük günahlar) isimli eserler bunlardandır.

îki defa evlenmişlerdi. Biri Seydayi Taği'nin kızıyla diğeri de Kadiri Şeyhlerinden... Bu iki aileden beş oğlu üç kızı oluyor.

Oğulları:

Şeyh Alauddin (K.S)

Şeyh Cüneyd (K.S) (Bu zatlar bir annedendir.)

Şeyh Ma'ruf (K.S)

Şeyh Kutbeddin (K.S)

Şeyh Bahauddin (K.S)

Şeyh Fethullah hazretleri nihayet her ölümlü misali ebedi mekanına yönelir. Yıl hicri 1345, 21 cemaziyülevvel akşamla yatsı arası bir zaman... Hem kendileri hem iki ailesi de Bitlis'te aynı yerde gömülü.

Şeyh Fethullah da her büyük gibi gittikten sonra bu yolun yükünü sırtlayacak halifelerini bırakmıştır. Bunlar dört tanedir:

Hz. Muhammed Diyauddin (Seydayi Tagi'nin oğlu)

Şeyh Ahmed (Şeyh Mahmudi Karaköyi'nin babası)

Vanlı bir zat (îsmi bulunamadı.)

Hiç yorum yok: