14 Mayıs 2008 Çarşamba

Seyda Hz. Seyyid Muhammed Raşit Hz. Hayatı

Muhammed Raşid Hz. 23.03.1930 yılında Siirt"in Baykan ilçesine bağlı Siyanüs köyünde dünyaya geldi. Babası Gavs-ı Bilvanisi Seyyid Abdulhakim el-Hüseyni ve dedeleri ilim ehli olup, Peygamber (S.A.V.) Efendimizin nesebinden gelen seyyidlerdir. Hazret daha çok "Seyda" ve "Sultan hazretleri" ünvanlarıyla anılmış ve tanınmıştır. Muhammed Raşid hz.leri; ilk ilim hayatına babasının yanında başladı. Babasından sonra Güneydoğu "da meşhur olan molla Muhyiddin, molla Nasır, molla Ramazan ve molla Abdulbaki den sarf, nahiv, mantık, belagat gibi âlet ilimlerinin yanında tefsir, hadis ve fıkıh dersleri aldı. Seyyid Abdulhakim el-Hüseyini Hz. "nin oğlu olması münasebetiyle ilim öğrenip talebe yetiştirmenin yanında, tekke hizmetleriyle de meşgul oldu. Seyda hz.lerinin ömrü üç devreye ayrılabilir. Birinci devre; 1968 yılına kadar olan ilimle meşguliyet. İkinci devre; 1968/1972 yılları arasında devam eden tekke hizmeti. Yani babasının misafirlerinin ihtiyaçlarını karşılamak için hem bedenen hem de ilmen onlarla alakadar olma. Üçüncü devre; 1972 de şeyhi ve babasının vefatından sonra onun vasiyetleri ve işaretleriyle başlayıp, 22.10.1993 de vefatına kadar devam eden irşad faaliyeti. İrşad merkezi, Adıyaman ilinin Kahta kazasına bağlı Menzil köyünde olmuştur.

Tarikat silsilesi; babası Seyyid Abdulhakim el-Hüseynî, Ahmet el-Haznevî, Muhammed Diyauddin, Fethullah Verkânisî, Abdurrahman Tâğî, Sıbğatullah Arvasî, Seyyid Tâhâ vasıtasıyla, Nakşibendî-Hâlidiyye pîri Mevlâna Hâlid el-Bağdadî ’ye ve oradan silsile halinde Hz.Rasûlullah (A.S.)’a kadar ulaşır. Seyda hazretleri, Allah Teâlânın Kıyamet’e kadar açık tuttuğu tevbe kapısından herkesi tevbeye davet etti. Hazretin duası, niyazı ve Allah indindeki kıymeti ve bereketiyle binlerce insan tevbekar oldu. Yurt içinden ve yurt dışından ziyaretçi akınına uğraması sebebiyle, 1983 yılının Mart ayında Gökçeada "da mecburi ikamete tabi tutuldu. Onsekiz ay süren Gökçeada "daki sürgün hayatı, çok sıkıntılı ve zahmetli oldu. Bu zaman zarfında sadece akrabaları ve yakın birkaç talebesinden başka kimseyle görüştürülmedi. Merkezi idare, Seyda hazretlerini Gökçeada "dan sonra Ankara "ya nakledip 16 ay gözetim altında tuttuktan sonra, tekrar irşad merkezi olan Menzile dönmesine müsaade etti. Üç yıl süren bu sıkıntılı dönemde dahi talebelerinin eğitim ve irşadını aksatmamaya imkan nisbetinde gayret gösterdi. Devlet erkanının Menzile dönmesine müsaade etmesinden sonra, mecburi ikametten önce olduğu gibi tebliğ ve irşad hizmetlerine devam etti. 1990 yılının Ramazan bayramında müridleriyle bayramlaşırken zehirli bir enjektörle kendisine suikast yapıldı. Vücuduna şırınga edilen zehir sebebiyle uzun süre ızdırap çekti. Seyda hazretleri, şeker ve yüksek tansiyon hastalığı sebebiyle senelerce tedavi gördü. 22.10.1993 Cuma günü 63 yaşında Ankara da rahmet-i Rahman’a kavuştu. Mübarek naaşı Menzilde toprağa verildi.


Seyda Hazretlerinin meşreb ve irşadı üç bölümde incelenebilir: TEVBE, İLİM, ZİKİR.
TEVBE VE TELKİNİ: Sâdât-ı Nakşibendi de görülen haller,âdetler ve sıfatlar, Seyda hazretlerinde mevcut idi. Mesela Muhammed Bakîbillah hazretlerinin adetleri şöyle idi: Her kimi kabul etseler, önce tevbeye davet ederlerdi. Eğer o talebede kendisine karşı büyük aşk ve muhabbet müşâhede ederse rabıtayı emrederdi. Seyda hazretlerinin âdetleri de böyle idi. Talebeleri ile önce elele tutup be’yat etmek suretiyle tevbe telkin ediyordu. Fazla kalabalıktan dolayı tek tek tevbe zor olup, vakit yetmediği için iki elini uzatarak, sığabildiği kadar insana grup grup tevbe veriyordu. Kadınların tevbe ve intisabı genelde tevbe tarifi için görevlendirilen kadın görevliler tarafından yaptırılıyordu. Hazret kadınların intisabını ancak kapı veya perde arkasından sözlü olarak kabul ediyor, mahremi olmayan kadınların elini asla tutmuyordu.
İLME TEŞVİKİ: Seyyid Muhammed Raşid, ilim tahsil eden ve öğreteni çok severdi. İlim tahsili konusunda kişinin kendi cemaatinden olup olmamasına bakmazdı. Bir defasında şu uyarılarda bulunmuştur: "Ey Allah’ın kulları; Bir talebe yetiştirmek, bin kişiyi sofi yapmaktan efdaldir. Hele o talebe vârisü’l-enbiya olursa! Siz dininizi beldenizde bulunan en büyük, en muttaki alimlerden öğreniniz. Herkesten fetva sormayın. Çünkü memlekette fetva verecek kimse çok azdır. İlimle meşgul olan kimse, dünyada en güzel iş ile meşgul oluyor. İlim olmadığı zaman cehalet olur.Cahilin abidi de, sofisi de hüsrandadır. Osmanlıya bakınız : Ne idi ne oldu?"
ZİKİR TELKİNİ: Seyda üç türlü zikir telkin ederdi: 1. Kalb zikri.... 2. Letâif zikri.... 3. Nefy u isbat zikri.... Seyda hazretleri kendisinden sonra irşad için altı tane halife bırakmış olup, bugün Ümmet-i Muhammed onlardan manevi nasib ve gıdasını almaktadır. Özellikle irşad merkezi Menzil, artan bir irşad faaliyeti ile akın akın gelen her kesim ve sınıftaki insana, Muhammedî edep ve nûrû sunmaya devam etmektedir. Allah (c.c.) tüm Allah dostlarından razı olsun.

Hiç yorum yok: